Ilıca Şelalesi

Ilıca Şelalesi

Ilıca Şelalesi, Kastamonu Pınarbaşı ilçesi Ilıca Köyü’nde dir. İlçeye uzaklığı 10 km dir. Horma Kanyonu’nun bitiş yeri olan olan Ilıca Şelalesine, 15 dakikalık yürüyüşün ardından şelalenin nefis manzarasıyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Sizleri bu eşsiz doğa harikasını görmeye davet ediyoruz

Uzungöl

uzungöl

Uzungöl Trabzon’un Çaykara ilçesine bağlı turistik belde.

Sık ormanları ve doğal güzelliği ile iç ve dış turistleri cezbetmektedir. Adını kıyısında bulunduğu gölden alır. Bu göl yamaçlardan düşen kayaların Haldizen deresinin önünü kapatmasıyla oluşmuştur.

Uzungöl Trabzon’a 99 km Çaykara’ya ise 19 km uzaklıktadır.

Türkiye’nin yağmur ormanlarının bulunduğu Soğanlı ve Kaçkar Sıradağları’nın birleşim yerinde bulunmaktadır. Bu bölge aynı zamanda yerkürenin ılıman bölgede bulunan en yaşlı ormanlarına evsahipliği yapmaktadır. Bol yağış ve nisbi ılıman iklimi sayesinde yılın her mevsimide yeşildir. Demirkapı ve Soğanlı dağlarında tespit edilmiş 60’tan fazla endemik bitki bulunmaktadır. Yabanıl hayvan hayatı açısından da zengin bir çevre içerir. Bu hayvanlardan bozayıkaraca vaşak dağkeçisi türleri bulunmaktadır.Uzungöl Doğal Sit Alanı Özel Koruma Çevresi ve Tabiat Parkı gibi koruma statülerine sahiptir. Bu göl Alüvyon set gölüne örnektir.

Bodrum Kalesi

bodrum kalesi

3 tarafı denizle çevrili olan Bodrum Kalesi’nin üzerine kurulu olduğu yer, antik çağda önce adaymış. Sonrasında karayla bağlanarak yarımadaya dönüşmüş. İki tarafında Bodrum’un kalbini oluşturan iki koca koy ve liman bulunuyor. 1406-1523 yılları arasında St. Jean şövalyelerinin kalesi olarak kare şeklinde inşa edilmiştir. Kalede 5 tane kule var: En uzunları 47,50 metre yükseklikteki Fransız kulesi olmak üzere, İtalyan Kulesi, Alman Kulesi, İngiliz Kulesi ve Yılanlı Kule.

Kalenin kara ile bağlantılı olduğu cephedeki duvarlar çift kat örülmüş. Ancak denize bakan doğu duvarlarında bu kuvvetlendirme yapılmamış çünkü şövalyeler denizden gelecek bir saldırı karşısında donanmaların iyi savunacağından eminmiş. Deniz savaşları konusunda iddialı oldukları için deniz surlarını kara surları kadar güçlündirmemişler. Yine bu sebepten, iç kaleye ulaşmak için 7 kapı koyarak daha kontrollü hale getirmişler. Kapıların bir tanesinde 16 yüzyıldan kalma Yunanca bir yazı vardır. Üzerinde, casusluk yapılanların cezalandırılacağı yazar.

Ayrıca kalede 14 adet sarnıç bulunur. Kale kuşatma altındayken su ihtiyacı bu sarnıçlardan karşılanıyormuş.

1522 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından Rodos fethedilince, şövalyeler kaleyi terk etmeye zorlanmış ve kaleye bir cami eklenmiştir. 1. Dünya Savaşı sırasında Fransız topçu ateşinde cami minaresi yıkılmış. 1997 yılında minare tekrar inşa edilmiş. 1960 yılında kalenin restorasyonuna başlanmış ve kale günümüzde Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmaktadır ve bölgedeki batıklardan çıkarlan eserler burada sergilenmektedir. Aynı zamanda zamanında deniz suyu doldurulan kale hendeklerinden biri bugün tiyatro oyunlarının sergilendiği bir festival alanı olarak kullanılmakta.

Cunda Adası

Cunda Adası

Muhteşem bir doğaya ve benzersiz lezzetlere sahip olan Cunda Adası’ndan kaynaklarda ilk bahseden “Tarihin Babası” olarak bilinen Herodot’tur. Büyük Yunanlı tarihçinin M.Ö. 459-454 yıllarında Ekatonisos adıyla anlattığı beldede bu isim hala bilinmektedir. Cunda, güzellikleriyle de ziyaretçilerinin ilgisini çekerek son yılların en gözde turizm merkezlerinden biri haline gelmiştir.

Cunda’nın Adası’nın diğer ismi olan “Alibey”, Kurtuluş Savaşı’nda padişahın “Yunanlılara teslim olun!” emrine karşı gelerek silahlı mücadeleye başlayan ilk birliğin kumandanı Yarbay Ali Çetinkaya’ya ithaftır. Ada önceki yıllarda Cunda ve Moshonisia adlarıyla biliniyordu.

Emeklilerin Gözdesi

Piri Reis’in Kitab-ı Bahriyesi’nde geçirdiği Yund Adaları’nın bu bölgeye ait olduğu tahmin edilmektedir.

Ada nüfusunun çoğunluğu Girit ve Midilli adalarından 1924 mübadelesi zamanında göç eden Türkler’den oluşmaktadır.  Ada son yıllarda emeklilik günlerini sessiz huzurlu bir yörede geçirmek isteyen büyük şehir sakinleri arasında çok popülerdir.

Safranbolu

Safranbolu

İlçe toprakları engebeli bir yapıya sahip olan Safranbolu, Karabük İli’ne bağlı ilçe ve merkezdir. Safranbolu kuzeyi yayla, orta bölümü ise ovalık ve düzlükler görülmektedir. Türk toplum yaşantısını içinde koruyan örnek bir yaşam kentidir. Ayrıca Batı Karadeniz’in en meşhur turizm merkezi olarak bilinmektedir.

Genellikle Karadeniz İklimi hâkimdir. Kışları bölgede ılıman, yazlar ise sıcak ve az yağışlı geçer. Daha çok çam ormanlarının yer aldığı bölgede ekonomi tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır.

Safranbolu Nerede ve Nasıl Gidilir

İl merkezinden 8 km uzaklıkta bulunmaktadır. Çevrili olduğu iller Karabük, Bartın ve Kastamonu’dur. Hava yolu bağlantısı bulunmayan ilçe, karayolu ile ulaşımını sağlamaktadır. Ankara’dan ulaşım 230 km iken İstanbul’dan ulaşım 410 km’ dir.

Karasu Plajı

Karasu Plajı

Karasu Plajı, Sakarya ilinin Karasu ilçesinde bulunur. Karasu sahili Türkiye’nin en uzun ikinci sahil ünvanına sahiptir. Sahil uzunluğu yaklaşık olarak 15 kmdir.
Kumları bazı romatizmal hastalıkların iyileştirilmesi için faydalıdır. Sakarya’dan 2 saat sürecek bir yolculuk sonunda Karasu Plajı’na ulaşabilirsiniz. Karasu Plajı’ndan denize girmek isteyen kişiler için bazı uyarılar yapmakta fayda vardır. Karasu denizi İstanbul’un Karadeniz’deki Kilyos, Ağva sahilleri gibi çok dalgalıdır. Aniden derinleşen kısımları da tehlike saçar. Bu yüzden Karasu sahilinde pek çok cankurtaran vardır. Cankurtaranın bulunmadığı yerlerde boğulma olayları gerçekleşir.

Bu yüzden yüzmeyi çok iyi bilmiyorsanız, kendinizi tehlikeye atmamalısınız. Karasu Plajı’nın çevresinde oteller ve pansiyonlar bulunur. Kalmak istediğinizde uygun fiyatlı pansiyonlar bulabilirsiniz. Karasu Plajı’nda jet ski gibi aktivitelerle eğlenebilirsiniz. Yaz aylarında çok kalabalık olduğu için; güneşlenecek yer bulamayabilirsiniz.
Bu yüzden eylül ayları daha çok tercih edilir.

Ölüdeniz

Ölüdeniz

Ölüdeniz, Muğla ilinin Fethiye ilçesine bağlı bir beldedir. Ölüdeniz kumsalı yüzde seksen iki oyla 2006 yılında dünyanın en güzel kumsalı seçilmiştir.

Belde, turizm açısından oldukça gelişmiştir. Likyalılarda ışık ve güneş diyarı, Ortaçağ’da “Uzak Diyar” olarak tanınır, Anadolu’nun güneybatısında yer alan Teke Yarımadası’da bulunur. Türkiye’de bulunan deniz kulağı (lagün) oluşumlarından biridir.

Ölüdeniz, adı gibi durgun bir göl niteliğindedir. En fırtınalı günlerde Belceğiz kıyıları dalgalarla boğuşurken, Ölüdeniz’de sadece çırpıntılar meydana gelir.

Ancak durgun gibi gözüken Ölüdeniz, gözle görünmeyen üç nedenle kendini hemen her gün yenilemektedir. Bunlardan ilki, Ölüdeniz’de mevcut yoğun kaynak suyu çıkışları, dipte içeriden açıkdenize doğru bir akıntı yaratmaktadır. İkincisi, bu kaynak sularının yarattığı tuz farkından dolayı açıkdenizden içeriye ve dışarıya devamlı bir sirkülasyon oluşmasıdır. Üçüncüsü ise gel-git etkisi ile iki-üç günde bir deniz ortalama yarım metre yükselir ve alçalır. Bu da büyük miktarda deniz suyu giriş ve çıkışı sağlamaktadır.

Kıyıköy

Kıyıköy

İstanbul’a yakınlığı, Trakya’nın her köşesinden ulaşım kolaylığı ile günden güne popülaritesini artıran, doğal ve tarihi zenginlikleri ile göz dolduran Kıyıköy, Trakya’daki en çok ziyaretçi ağırlayan sahil beldelerinin başında yer almaktadır.

Saçlarını rüzgarda sallandıran Istıranca ormanlarının bağrından sökülüp Kıyıköy’ün iki yakasından dökülen Kazan Deresi ve Papuç Deresi rengini çevresindeki ormandan çalan yakuti gerdanlıklarıdır. Ormanın ve akarsuların ıslak dudaklarından öptüğü, en küçük rüzgarda menevileşen Karadeniz ise Kıyıköy’ün çakır gözleridir. Orası şüphe götürmez işte !

Gelgelelim; “Karadeniz’in incisi…” yahut “Karadeniz’de şirin balıkçı beldesi…” gibi sığ yaklaşımların çok ötesinde değerler barındıran Kıyıköy, turizm yönetimi anlamında daha fazla ilgiyi haketmektedir. İlgililerce beldede sürdürülebilir bir turizm vizyonunu yerleştiremediği taktirde, turizmin el yordamıyla yol bulmaya çalıştığı Kıyıköy’ün son yıllarda cilaladığı adının üzerindeki sırrın dökülmesi -malesef- kaçınılmaz olacaktır.

Düden Şelalesi

düden şelalesi

Lara yakınlarında, Antalya şehir merkezine 8 km uzaklıktaki Aşağı Düden Şelalesi, 40 metrelik falezden Akdeniz’e dökülüyor. Gençlik Parkı ve Karpuzkaldıran Askeri Tesisleri’nin yanındaki şelale, merkeze yakın olması nedeniyle yılın her dönemi ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

İskender Şelalesi olarak da anılan Yukarı Düden Şelalesi’nde MÖ 334-333 yılları arasında Pamphylia’yı fetheden Büyük İskender’in atlarını sulattığı söyleniyor. Devlet Su İşleri’nin girişimiyle 1970-1972 yıllarında piknik ve mesire alanı düzenlemesi yapılan bölgede özellikle yaz aylarında yer bulmak zorlaşıyor.

Antalya gezilecek yerler arasında piknikçilerin tercih ettiği İskender Şelalesi, serinlemek, şehir merkezinden uzaklaşmak ve doğayla baş başa kalmak için iyi bir seçenek.

Antalya’nın bunaltıcı sıcaklarından korunmak ve çocuklu ailelerin keyifli zaman geçirebildiği şelale çevresinde cennetteymiş hissi yaşanıyor. Hediyelik eşya satan dükkanlar, restoran ve kafeler şelaleyi tamamlıyor.

Antik Likya Yolu

Likya Yolu

Likya Yolu Türkiye’deki en uzun mesafeli yürüme yoludur. 2015 yılına kadar 510 km uzunluğa sahip olup Hisarçandır Köyü’ne kadar gelen yol daha sonra eklenen Çitdibi ve Geyikbayırı bölümleriyle 536 km’ye ulaşmıştır ve artık rota Geyikbayırı bölgesinde sona ermektedir. Fethiye’den başlayan ve Antalya’ya varan ve tarih boyunca Likya olarak bilinen Teke yarımadasındaki patikaların tespit edilip harita haline getirilmesiyle oluşturulmuştur. 1992 senesinde yapımına başlanan rota 1999 yılında açılmıştır. Bugün ise hem yerli hem yabancı turistler tarafından ilgiyle ziyaret edilmektedir. Akdeniz’in doğal güzelliklerini ve Antik Likya tarihinin gizemini anlayabilmek için Likya yolunda yapacağınız gezinti boyunca el değmemiş doğal koylardan tenha dağ ve ova köylerine geçerek yolculuğunuzu devam ettirirsiniz. Hem Akdeniz kültürünü tanır hem de bölgenin eşsiz manzarasını izlersiniz.

Antik Likya Yolu çeşitli kaynaklarda dünyanın en popüler 10 uzak mesafe yürüyüş rotaları arasında gösterilir. Parkurun bütünü haritalandırılmış olup sponsor kurumlar var gönüllüler tarafından bakımı yapılır. Fethiye’den başlayan rota Sdyma, Phellos, Theimussa, Apelia, Pyndai, Letoon, Patara, Simena, Myra, Sura, Belos, Olympos gibi bir çok antik yerleşim alanından geçer. Muğla’nın Köyceğiz ilçesinden Antalya’ya doğru çekilecek bir çizginin güneyinde kalan alan Likya bölgesi olarak tanımlanmıştır. Batıdaki sınırı Dalaman Çayı, doğudaki sınırı Phasalis şehri ve kuzeydeki sınırı Akdağlardır.

Back to top